HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU


Hiperaktivite bozukluğu, genetik geçişi olan bir bozukluk olarak tanımlanmaktadır. Son yıllardaki çalışmalarda çocuklardaki yaygınlığı %3-9 olarak
bildirilmiştir. Bazı çalışmalarda hiperaktivite bozukluğunun ailesel ve ailesel olmayan tiplerinin bulunduğu, ailesel tipin daha çok genetik nedenlerle ilişkili olduğu bildirilmektedir. Aile, evlat edinme ve ikiz araştırmaları hiperaktivite semptomlarının ailesel olanlarda daha çok arttırdığını, aileselliğin geniş bir genetik faktörden etkilendiğini ve hiperaktivite bozukluğunun kalıtsallığını yaklaşık olarak 0.8
olduğunu göstermiştir. Hiperaktivite bozukluğunun aileselliği moleküler genetik çalışmaların sonucuyla da gösterilmiştir. Çocukluk döneminde başlayan hiperaktivite bozukluğu %30-70 oranında erişkinlik döneminde de devam etmektedir. Hiperaktivite bozukluğunun erişkinlikteki riskini arttıran faktörler, ailede hiperaktivite öyküsü, eşlik eden davranım bozukluğu, duygudurum bozukluğu ve anksiyete bozukluğunun varlığıdır. Bu konuda yapılan bir araştırmada bu hastaların dokuz yıl sonra %31’inde, on yedi yıl sonraki izlemde %8’inde hiperaktivite bozukluğu kriterlerinin karşılandığı gösterilmiştir. Fakat son yıllardaki çalışmalar ise kişilerin bildirdiğinden daha fazla hiperaktivite bozukluğu oranına rastlandığını bildirmektedir. Yapılan çalışmalarda DEHB’nin çocukların ileriki yaşamlarında antisosyal davranışlara, madde kullanımına, akademik başarısızlıklara ve mesleki başarıda azalmaya neden olabileceği bildirilmektedir
(Aydın ve Arkadaşları, 2006).